SON DAKİKA

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Haber10.com

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa » Gündem » Ucm’ye Başvuran İsrailli Avukat Shatz’a Göre Soykırım, Yaşam Koşullarını Dayanılmaz Kılmakla Da Mümkün Haberi

Ucm’ye Başvuran İsrailli Avukat Shatz’a Göre Soykırım, Yaşam Koşullarını Dayanılmaz Kılmakla Da Mümkün Haberi

"Soykırıma teşvik ettikleri" gerekçesiyle 8 İsrailli hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) şikayette bulunan İsrail asıllı Fransız avukat Omer Shatz, soykırım suçunun yaşam koşullarını dayanılmaz hale getirmekle de işlenebileceğini söyledi.

Yayınlanma:
Ucm’ye Başvuran İsrailli Avukat Shatz’a Göre Soykırım, Yaşam Koşullarını Dayanılmaz Kılmakla Da Mümkün Haberi

PARIS (AA) – Öğretim üyesi olduğu Sciences Po Paris Üniversitesindeki öğrencileriyle yaptığı çalışmayla “soykırıma teşvik” suçları kapsamına giren İsrailli siyasetçilerin ve kamuya mal olmuş kişilerin konuşmalarını inceleyen Shatz, 6 İsrailli yetkili ve 2 İsrail vatandaşı hakkında Gazze’de “soykırıma teşvik ettikleri” gerekçesiyle 6 Aralık 2024’te UCM nezdinde şikayetçi oldu.

Shatz, AA muhabirine 8 İsrailli hakkında UCM’ye ilettiği şikayeti değerlendirdi.

Sciences Po Paris bünyesinde hukuk alanındaki insan hakları ve insani eylemle ilgili yüksek lisans çalışması kapsamında yaptıkları araştırma neticesinde bu şikayeti hazırladıklarını anlatan Shatz, “soykırıma teşvik” suçuna girdiğini düşündükleri İsrailli siyasetçi ve şahsiyetlerin konuşmalarını Ekim 2023’ten bu yana öğrencileriyle incelediklerini belirtti.

“Daha sağlam başka bir yoldan ilerlemeyi tercih ettik”

Shatz, Gazze’de yaşananlarla ilgili tartışmaların yapıldığını ve çoğu hukukçunun soykırım suçlarını kanıtlamanın zorluğu konusunda mutabık olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla daha sağlam başka bir yoldan ilerlemeyi tercih ettik çünkü çok bilinmese de insanların çoğu Uluslararası Ceza Mahkemesinin anayasası olan Roma Statüsü’nde savaş suçu, insanlığa karşı suç, saldırı suçu ve soykırım şeklinde 4 suç olduğuna inanıyor. Biz, dosyamızda bağımsız bir suç olan ‘soykırıma teşvik’ şeklinde 5. bir suç olduğunu gösteriyoruz. Bu suçun özelliği ise asıl suç ispatlanmadan sabit olabilmesidir. Bu durumda ise (asıl suç) soykırım olacaktır.”

Bir soykırıma veya insanlığa karşı suça tanık olan kişinin, bu suçun işlendiğini kanıtlaması gerektiğine dikkati çeken Shatz, “Burada tek istisna ise ‘soykırıma teşvik’ olarak adlandıran bu suç. Aslında bu, başkalarını soykırım eylemi işlemeye yönelik doğrudan ve kamuya açık çağrıyı kapsıyor.” dedi.

Shatz, önce Roma Statüsü’ndeki suç unsurlarına göre soykırıma teşvik suçunu tespit ettiklerini, ardından Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail davasındaki kanıt standartları hakkında karşılaştırmalı çalışma yaptıklarını anlattı.

Bu standartlara göre bu 8 İsrailli hakkında UCM Başsavcısı Kerim Han’ın da soruşturma açmak zorunda olduğunu belirlediklerini anlatan Shatz, “UCM’nin mevzuatının da ötesinde, Başsavcı’nın (Han), Lahey’deki bir diğer mahkemede ne olup bittiğini göz ardı edemeyeceğini gösteriyoruz.” diye konuştu.

Shatz, UCM’nin 26 Ocak 2024’te aldığı kararla Gazze’de soykırım riskinin yaşanmasının mümkün olduğuna kanaat getirdiğine ve İsrail’den soykırıma teşvik edenleri cezalandırmasını istediğini anımsattı.

İsrail Başsavcısı’nın soykırıma teşvik suçu gerekçesiyle soruşturma açmayı reddederek UCM’nin kararına uymadığını vurgulayan Shatz, “Dolayısıyla tamamlayıcılık ilkesine göre ulusal düzeyde yargı görevini yerine getirmezse o zaman Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetkisi aktif oluyor.” dedi.

Shatz, çalışmalarıyla Han’ın hangi açıdan bakarsa baksın, soykırıma teşvik suçunu dosyaya dahil etmesi gerektiğini gösterdiklerinin altını çizerek, “Bu, soykırım suçundan bağımsız bir suç. Soykırım olup olmadığını kanıtlamaya gerek kalmadan işlenebilen bir suçtur.” şeklinde konuştu.

Şikayetlerini eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrailli aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, İsrailli aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir’e yönelttiklerini kaydeden Shatz, “Daha sonra, devlet kademesinde resmi bir görevleri olmayan ancak günümüzde ‘influencer’ olarak adlandırılan iki kişiyi ekledik. Bunlar, her gün televizyona çıkan, görüşlerini açıklayan ve toplum üzerinde etkisi olan kişiler.” şeklinde konuştu.

“Onlar için (Gazzelilerin) tamamı suçlu”

“Gazze’deki İsrailli askerlerin soykırıma teşvik eden bu sözleri dinleyip dinlemediği” sorusundan yola çıktılarını anlatan Shatz, bu iki kişiden birinin siviller de dahil 5 bin Filistinliyi öldürmeye çağırdığını ifade etti.

Shatz, diğer kişinin ise Gazze’nin kuzeyini “temizlemeye” çağırdığını anlatarak, “Bu 8 kişinin ortak noktası, sivil ve savaşanlar arasında herhangi bir ayrım yapmamaları. Onlar için (Gazzelilerin) tamamı suçlu ancak kendileri de kadınları, çocukları öldürmeye ve tüm halkı yok etmeye çağırıyor.” şeklinde konuştu.

Avukat Shatz, “soykırımın” sanıldığı gibi sadece insanların tamamını öldürmek anlamına gelmediğinin altını çizerek, “Soykırım, aynı zamanda açlıkla, insani yardımları engelleyerek, kültürel alanları, üniversiteleri, hastaneleri bombalayarak yaşam koşullarını dayanılmaz hale getirmekle de mümkündür.” ifadesini kullandı.

Shatz, bir ülkenin savcısının veya UCM Başsavcısı’nın harekete geçebilmesi için soykırıma teşvik suçunun bağımsız olarak tanımlandığını dile getirerek, “Bunun arkasında yatan fikir şu: Soykırımı önlemek istiyorsak önce soykırıma teşviki yargılamamız gerekir.” dedi.

Omer Shatz, Roma Statüsü’ne üye bir ülkenin, üye olmayan devletin vatandaşı hakkında çıkarılan tutuklama emrine uyması gerektiğini savundu.

Muhabir: Esra Taşkın

İlgili Haberler