Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Asım Özayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünya genelinde kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi.
Kadınlarda meme, erkeklerde prostatın en sık görülen kanserler içinde yer aldığı bilgisini veren Özayar, yaşın ilerlemesiyle prostat kanseri sıklığının da arttığını belirtti.
Prostat dokusundan gelişen kanser türünün, yavaş seyirli olduğunu ancak erken evrede tedavi edilmediğinde vücuda yayılarak ölümcül sonuçlar doğurabildiğine dikkati çeken Özayar, “Prostat kanserine özel bir belirti bulunmuyor. İyi huylu prostat büyümesine benzer semptomlara neden olabilir. Sık idrara gitme, idrar yaparken zorlanma, kesik kesik idrara çıkma gibi durumlar olabilir.” diye konuştu.
Prostat kanserinin vücuda yayılması durumunda medikal tedavinin öne çıktığını anlatan Özayar, kanserin sadece prostatta kalması halinde ağırlıklı olarak cerrahinin yapıldığını, bazı hastalarda da radyoterapinin yapılabildiğini ifade etti.
Özayar, prostat kanserinde açık cerrahinin yanı sıra robotik cerrahi uygulamalarının yapıldığını dile getirdi.
Robotik cerrahide hastanın çok daha kısa sürede taburcu edilebildiğini, kan ihtiyacının bulunmadığını, büyük bir kesi açılmadığından enfeksiyon riskinin en aza indiğini belirten Özayar, bunun hastaya büyük bir konfor sağladığını kaydetti.
Yönteme ilişkin bilgi verdi
Prostat kanseri cerrahi sonrası hastalarda karşılaşılan en önemli komplikasyonun idrar kaçırma olduğunu, bunun da kişinin yaşam kalitesini büyük ölçüde bozduğunu yineleyen Özayar, cerrahi sonrası idrar kaçırma sorununun ortadan kaldırılabilmesi için yeni bir yönteme imza attıklarını söyledi.
Ekibiyle robotik cerrahi kullanılarak gerçekleştirilen prostat kanseri cerrahisinde aynı anda “askılama” diye isimlendirdikleri bir yöntemden yararlanarak sorunu büyük ölçüde ortadan kaldırdıklarını anlatan Özayar, şu bilgileri verdi:
“Tedavide uyguladığımız teknikler ne kadar gelişse de ameliyat sonrasında idrar kaçırma gibi sıkıntılarla karşılaşılabiliyor. Buna yönelik birçok teknik geliştiriliyor ancak yine de ameliyat sonrası bu durumlar görülebiliyor. Bunlar, hastanın yaşam kalitesini önemli derecede azaltabiliyor. Bunu engellemek için biz ameliyat sırasında yeni bir taktik yapıyoruz. Bu, ek bir komplikasyona da neden olmuyor ve bu tekniği uyguladığımız hastalar cerrahi sonrasında daha erken dönemde idrar kontrolünü sağlıyor.”
Özayar, geliştirdikleri yöntemin bilimsel makale olarak da uluslararası kabul gören tıp dergisinin aralık sayısında yayımlandığını belirtti.
“Tekniğin en önemli özelliği ameliyat sırasında yapılıyor olması”
Özayar, literatüre giren yönteme ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bu, literatürdeki ilk çalışma ve Türk cerrahların uluslararası alanda başarılarına bir örnek teşkil ediyor. Geliştirdiğimiz yöntemin, uluslararası tıp dergisinin kapağına taşınması, bu konunun tıp camiasında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Geliştirdiğimiz yöntemle, ameliyat sırasında hastanın işeme kanalını askıyla kemiğe asıyoruz. Bu teknik sayesinde bir açı oluşuyor ve ameliyat sonrasında hasta idrar kontrolünü daha kısa süre içinde kazanıyor.”
Özayar, prostat kanseri cerrahisi sonrasında idrar kaçırma sorununu yaşayan hastaların daha sonra bir ya da birkaç kez operasyon olmak durumunda kalabildiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Hastalar, eğer ameliyat sonrasında idrar kaçırıyorsa ek girişimler yapılması gerekebiliyor. Bu ek ameliyatlar ikinci bir cerrahi demektir ve hastanın kanama, enfeksiyon gibi durumlarla karşı karşıya kalabilmesi demektir. Tekniğin en önemli özelliği ameliyat sırasında yapılıyor olmasıdır. Bu ek uygulama, hastaya da ek bir yük getirmemektedir. Bu bir ekip başarasıdır. Bu, benim değil ekibimin başarısıdır ve Türk hekimlerinin tarihten bugüne literatüre önemli derecede katkı sağlamasından gurur duyuyorum. Ben de bunun bir parçası olabildiysem ne mutlu bana.”
Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan