İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) mensubu olduğu tespit edilen sanıkların, 31 Mart 2024’teki yerel seçimler sonrasında bulundukları ilçe belediyelerinde görev yapmaya başladıkları ifade edildi.
Sanıkların “kent uzlaşısı” formülü kapsamında faaliyet gösteren örgüt mensuplarından olduklarının anlaşılması üzerine haklarında soruşturma başlatıldığı belirtilen iddianamede, sanıkların terör örgütü PKK ile bağları olduğuna ilişkin çeşitli değerlendirmeler yer aldı.
İddianamede, sanıklardan Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel’in evinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanlarda el yazısıyla yazılmış, “Şüphe yoktur. 6-8 Ekim olaylarının toplumsal açıdan yarattığı derin yaraları sarmanın yolu bu olaylar ile ilgili hakikatin açığa çıkarılması-10 Ekim.” ifadesinin bulunduğu metnin yer aldığı aktarıldı.
Söz konusu yazının HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun çağrısıyla terör örgütü PKK/PYD/YPG yandaşlarının gerçekleştirdiği 6-7-8 Ekim 2014’te Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan sokak olaylarına ilişkin yazıldığının anlaşıldığı iddianamede ifade edildi.
İddianamede, Sancaktepe belediye meclis üyesi sanık Elif Gül’ün, eşi Fethi Ahmet Gül ve kızı Dilan Gül ile terör örgütünün kırsal alanında 1-2 Kasım 2014’te çekilen fotoğraflarının bulunduğu belirtildi.
Emniyet tarafından yapılan araştırmalarda Elif Gül’ün eşiyle 29 Ekim 2014’te Şırnak Habur sınır kapısından çıkış yaptıkları, aynı yıl 2 Kasım’da ise giriş yaptıkları bilgisi iddianamede yer aldı.
İddianamede, sanık Gül’ün, örgütün sözde özel kuvvetler sorumlularından olan akrabası İshak Özçaktu’yla da 2012’de çekilen fotoğrafının ele geçirildiği kaydedildi.
Sanıkların evlerinde gerçekleştirilen arama işlemlerinde çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildiği belirtilen iddianamede, HTS incelemeleri sonucu çok sayıda terör örgütü ile irtibatlı kişilerle iletişim kurduklarının tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede, bazı sanıkların “kent uzlaşısı” olarak bilinen, terör örgütü mensuplarının metropol belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda İstanbul’daki çeşitli ilçe belediyelerine yerleştirildikleri, çoğunun ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclis üyesi olmalarının sağlandığı ifade edildi.
Sanıkların terör örgütünün mali yapısının desteklenmesi ve alan saha gücünün arttırılmasını ortak şekilde hedefledikleri kaydedilen iddianamede, üyesi oldukları HDK’nın, terör örgütünün yasal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM’ye alternatif bir meclis, hiyerarşik olarak terör örgütü PKK/KCK sözde Türkiye yürütmesi olan KCK/TDÖ parça örgütlenmesi altında siyasi alan yapılanmasının çatı yapısı olduğu anlatıldı.
İddianamede, benzeri oluşum Demokratik Toplum Kongresinin (DTK), Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararıyla terör örgütünün unsuru ve terör örgütü olarak kabul edildiği aktarıldı.
KCK yürütme konseyi üyelerinin talimat ve telkinlerinde “demokratik özerklik” amaçlarına ulaşmak amacıyla hayata geçirilen “kent uzlaşısı” stratejisi kapsamında HDK ve unsurlarına rol verildiğine iddianamede dikkat çekildi.
İddianamede sanıkların, terör örgütüyle organik bağ kurduğu ve üzerlerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçunu örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik içerecek şekilde gerçekleştirdikleri vurgulandı.
İddianamede, “Terör örgütünün metropol illerde etkinliğini arttırma amacını haiz ‘kent uzlaşısı’ faaliyetinin hayata geçmesi adına iştirakleri tespit edilecek diğer tüm kişilerin deşifre edilmesi için soruşturmalarımız derinleştirilerek devam edecektir.” şeklindeki değerlendirme yer aldı.
İddianamede, sanıklar Livan Gür, Cemalettin Yüksel, Turabi Şen, Hasan Özdemir, Bülent Kayğun, Elif Gül, Güzin Alpaslan, İkbal Polat, Sinan Gökçe, Nesimi Aday hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7’şer yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Muhabir: Zeynep Yeşildal