Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Diyanet Vakfı 8. Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif'i kutladı.
Farklı kıta ve ülkelerden programa katılan misafirleri selamlayan Erdoğan, “Yeryüzünün dört bir yanında iyilikte ve hayırda yarışarak bir gurbet misafirhanesi olarak gördüğümüz bu dünyaya bereket katan tüm gönül insanlarına şahsım ve milletim adına saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
İçinde bulunulan mukaddes günlerin millete, İslam alemine ve tüm dünyaya hayır ve güzellikler getirmesi temennisinde bulunan Erdoğan, Sezai Karakoç'un “Samanyolunda Ziyafet” eserinden ramazan ayını konu alan mısralarını okudu.
Ramazanın gelişinin de gidişinin de mümin gönüllüler için bayram ve sevinç kaynağı olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Rabbim bizlere başının rahmet, ortasının mağfiret, sonunun da azaptan kurtuluş olduğu müjdelenen bu müstesna günleri layıkıyla ihya edebilmeyi nasip buyursun. İşte bugün Ramazan-ı Şerif'in maneviyatını en güzel şekilde yansıtan bir program münasebetiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kendi alanında artık bir markaya dönüşen Uluslararası İyilik Ödüllerimizin bu sene sekizincisini düzenliyoruz. Ödül takdim törenimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, İyilik Ödülü'ne layık görülen tüm kardeşlerimi burada içtenlikle tebrik ediyorum.”
“Dünle beraber insan hazinelerimizi de uğurluyoruz”
Mevlana'nın “Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait.” dizelerini okuyan Erdoğan, şunları söyledi:
“Dünle beraber sadece acısı ve tatlısıyla hatıralarımızı değil aynı zamanda dostlarımızı, büyüklerimizi, insan hazinelerimizi de uğurluyoruz. Önden giden gönül erbabından biri de 28 Şubat'ta dünya defterini kapatıp beka alemine göç eden hattatların reisi Hasan Çelebi hocamızdı. Hasan Çelebi Hocamız ömrünü hüsnü hat sanatına adayan, her biri ilme ve sanata sevdalı pek çok talebe yetiştiren mümtaz bir şahsiyetti. Rahmetli hocamızla en son 3 Ocak'ta İstanbul'da bir araya gelmiş kendisine Necip Fazıl Saygı Ödülümüzü takdim etmiştik. Emri hak vaki olmasaydı Uluslararası İyilik Ödülümüzü de bugün yine kendisine tevdi edecektik. Eserleriyle kubbelerimizi, mihraplarımızı, cümle kapılarımızı tezyin eden Hattat Hasan Çelebi Hocamızla birlikte ebedi aleme uğurladığımız tüm büyüklerimize, tüm ilim, kültür ve sanat insanlarımıza Cenab-ı Mevla'dan bir kez daha rahmet diliyorum. Rabbim hepsini de cennetiyle, cemaliyle müjdelesin, müşerref eylesin diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini iyiliğin, hamiyetin, hayrın ve güzel ahlakın bu mis kokulu ikliminde buluşturan Türkiye Diyanet Vakfına ve Diyanet İşleri Başkanlığına da teşekkür ederek, “Bu sene 50. yaşını kutlayan Türkiye Diyanet Vakfımız, 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır' düsturuyla ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında iyiliği egemen kılmak için insanlığın hizmetinde olmayı azim ve kararlılıkla sürdürüyor. Diyanet Vakfımız, yarım asırlık bu iyilik yolculuğunda eğitimden insani yardıma, kültürel faaliyetler sosyal dayanışma projelerine birçok farklı alanda başarı çıtasını her geçen gün daha da yükseğe taşıdı.” dedi.
“Zor durumda kalanlara milletimizin yardım elini uzatıyor”
Milli kimliğin en belirgin, en karakteristik, en köklü hasletlerinden birinin vakıf kültürü olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Asırlar boyunca iyilik ve adalet hamuruyla yoğurduğumuz, kardeşlik ve hamiyet ruhuyla yeşerttiğimiz gönül coğrafyamızın her bir köşesi vakıf kültürümüzün eşsiz eserleriyle doludur. Camilerimiz, medreselerimiz, imarethanelerimiz, hanlarımız, çarşılarımız, sebillerimiz ve daha niceleri. Tarihe ve coğrafyaya vurduğumuz mürekkebi ilelebet kurumayacak imar, inşa ve ihya mühürleridir. Türkiye Diyanet Vakfımız işte böylesine köklü ve güçlü bir müktesebatın yüzyıllara sari vakıf kültürümüzün taşıyıcısı olarak önemli bir rol üstleniyor. Kur'an kurslarından hafızlık mekteplerine, anaokulundan üniversiteye, Türkiye'de ve dünyanın 111 ülkesinde her kademeden binlerce öğrenciye burs veriyor, akademik destek sağlıyor. Düzenlediği uluslararası yardım kampanyalarıyla, savaş, afet ve yoksulluk sebebiyle zor durumda kalan insanlara, milletimizin yardım elini uzatıyor.”
“Türkiye Diyanet Vakfı yurt içi ve yurt dışındaki milyonlarca ihtiyaç sahibinin imdadına koştu”
Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfının ramazan ayında, Kurban Bayramı'nda ve daha birçok önemli günde yurt içi ve yurt dışındaki milyonlarca ihtiyaç sahibinin imdadına koştuğunu, milletin ihsan ve infak kültürünü kuş uçmaz, kervan geçmez denilen yerlerde, sadece bilmek zorunda olanların bildiği bölgelerde başarıyla temsil ettiğini belirtti.
Erdoğan, Asya'dan Afrika'ya nereye gidilse Türkiye Diyanet Vakfı gibi iyilik neferlerinin hizmetleriyle mutlaka karşılaştıklarını dile getirdi.
“Sizlerden, vicdanlarını tatile çıkarmış olanlara aldırmadan hayırda, iyilikte, güzellikte yarışmaya devam etmenizi özellikle bekliyorum.” diyen Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı'nın 50. yaşını tebrik etti.
Bugün aynı zamanda İyilik Haftası'nın da ilk gününü idrak ettiklerini hatırlatan Erdoğan, 27 Şubat'ta yayınlanan yönetmelikle bundan böyle her sene 13-20 Mart tarihlerini İyilik Haftası olarak kutlayacaklarını söyledi.
Hafta boyunca Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere ilgili birçok kurum ve kuruluşla birlikte pek çok faaliyet icra edeceklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Böylelikle inanç ve medeniyet değerlerimizin en yüksek ideallerinden biri olan iyiliği her alanda teşvik edip destekleyecek, iyilik çınarının çok daha derinlere kök salması için hep beraber samimiyetle çaba sarf edeceğiz. Fahri kainat efendimiz, 'Allah'ım, yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap' duasından hareketle bireysel ve toplumsal hayatımızda iyiliği artırmak için gayret göstereceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İyilik Haftası'nın da ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
“Kötüye karşı iyinin, zalime karşı mazlumun safında yer almak hayat tarzımızdır”
İyiliğin, insanın beşer derecesinden insan olma seviyesine yükselmesi anlamına geldiğini, Allah'ın rızasını kazanmanın, takvaya ulaşmanın, çevresine ve dünyaya faydalı olmanın yegane anahtarı olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Nitekim Rabbimiz, Nahl Suresi'nin 128. ayetinde 'Allah takvayla hareket edip iyiliği seçenlerin yanındadır' buyuruyor. Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker şiarı etrafında teşekkül etmiş bir inancın, hayatın, mefkurenin takipçileriyiz. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü seven bir milletin, geleneğin, medeniyetin mensuplarıyız. İyiliği şefkat ve merhametle besleyip büyüten, muhabbet ve diğerkamlıkla perçinleyen bir ecdadın evladı, ahfadı ve torunlarıyız. Kötüye karşı iyinin, zalime karşı mazlumun, yanlışa karşı doğrunun safında yer almak bizim hayat tarzımızdır. 'İyilik, insanın emniyet kemeridir.' Kim diyor? Lokman Hekim. 'İyilik, insanlık sanatıdır' diyen Genceli Nizami, 'Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir' diyen Hacı Bektaşi Veli işte hep bu hakikati dile getirmiştir.”
Bugün ödüllerinin tevdi edileceği iyilik öncülerinin de bu hakikatin ete, kemiğe bürünmüş, ahlaklı, erdemli, fedakar timsalleri olduğuna işaret eden Erdoğan, çocuk hastalıkları uzmanı olarak bir yandan topluma hizmet edip 8 evladını büyütürken diğer yönden birçok iyilik projesine öncülük eden doktor Gülhanım Bayrak'ı, helal kazancını iyilik ve hayır yolunda harcayarak 140'tan fazla Kur'an kursunun açılmasına katkı sağlayan, yetimleri, hafızları koruyup gözeten iş insanı Hacı Fevzi Şener'i, engelli ve bakıma muhtaçlara din eğitimi veren, çölyak hastaları için özel ekmek üretip ihtiyacı olanlara ulaştıran din görevlisi Hasan Koç'u tebrik etti.
“İyilikle dünyayı güzelleştirmenin çabasındayız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “harçlıklarımızı Filistin'e bomba olarak göndermeyeceğiz” diyerek başlattığı farkındalık çalışmasıyla milyonlarca gönüle dokunan, Gazzeli mazlumların acısını yüreğinde hissedip zulme karşı boykot çağrısı yapan Ömer Asaf Kar'ı da kutladı.
Erdoğan, “1982 Hama katliamı sırasında vicdanının sesine kulak vererek zalim Esed rejiminin sivilleri bombalama emrini yerine getirmeyen, bu yüzden hapsedildiği Sednaya Hapishanesi'nde türlü zorluklara göğüs geren Suriyeli cesur pilot Rağid El-Tatari'yi, İsrail yönetiminin zorbalıklarına, ev hapsine ve Mescid-i Aksa'ya giriş yasaklarına rağmen mücadelesinden asla taviz vermeyen Şeyh İkrime Sabri Hocamızı da aynı hassasiyetle, en içten şükran duygularımla tebrik ediyorum.” dedi.
İyilik mefhumunu yaşatan, zor zamanlarda insanlığa umut olan, özverili çalışmalarıyla insanlığa örnek olanları bir kez daha tebrik eden Erdoğan, “Rabbimden kendilerine uzun, hayırlı, sağlıklı ve bereketli ömürler niyaz ediyorum. 60 seneyi aşkın sanatıyla İslam kültürüne hizmet eden Kuba Mescidi'nden Kıbleteyn'e pek çok kutsal mekanı hat eserleriyle süsleyen Hasan Çelebi Hocamıza ise bir kez daha Mevla'dan rahmet diliyorum.” dedi.
Erdoğan, iyiliğin güçlü mirasını muhafaza ederek zenginleştirmek, daha önemlisi gelecek nesillere ulaştırmak için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayarak, “İyilikle dünyayı güzelleştirmenin çabasındayız. Gönüllere iyilik tohumları ekerek insanlığı yüceltmenin gayretindeyiz. Zalime karşı dik durarak mazlumun elinden tutarak insanlık vazifemizi en güzel şekilde ifa etmenin mücadelesini veriyoruz.” diye konuştu.
1 milyon kişinin hayatını kaybettiği Suriye'deki katliamlardan kaçıp eman yurdu olarak gördükleri Türkiye'ye sığınan Suriyeli muhacirlere kapılarını sonuna kadar açtıklarını belirten Erdoğan, 471 gün boyunca siyonist rejimin insanlık dışı saldırılarına maruz kalan Gazzeli mazlumlara işte bu tasavvurla destek olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün güya kendi akıllarınca bizi cesaretli olmaya çağıranlar, Gazzeli çocukların üzerine bombaların yağdığı o imtihan günlerinde sırf soykırım şebekesinden korktukları, çekindikleri için Filistin Kuvayımilliyesi'ne terör örgütü iftirası atarken biz Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, insanlığın ortak kürsüsünde soykırımcıların ve destekçilerinin gözünün içine bakarak Filistin davasına ve Gazze'nin kahraman evlatlarına işte bunun için cesaretle sahip çıktık.”
Somali'de istikrarın korunması, Sudan'da kardeş kavgasının son bulması, Yemen'in, Afganistan'ın, Lübnan'ın kalıcı huzura kavuşması için tüm imkanları seferber ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şunu bugün, büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki nerede gadre uğrayan, yok sayılan, baskı ve zulüm gören varsa Türkiye olarak tüm kapasitemizle oradayız. Nerede bir zulüm varsa, çatışma varsa, adaletsizlik varsa sona erdirmek için biz oradayız. Nerede dostlarımız ve soydaşlarımız eziyet görüyorsa engel olmak için biz oradayız. Nerede bir yıkım, afet, gözyaşı varsa silmek için, mazluma el uzatmak için biz yine oradayız. Nerede Türkiye'nin katkısına, desteğine, yardımına ihtiyaç varsa biz tüm kudret ve kuvvetimizle oradayız. Dün grup toplantımızda da söyledim. Bölgemizde ve ötesinde barışın, adaletin ve istikrarın egemen olması için ne yapmamız gerekiyorsa yapmaktan asla çekinmiyoruz. Ülkemizi barış ve çatışma çözümlerinin merkez üslerinden biri haline getirme yolunda emin adımlarla yürüyoruz. İnşallah bundan sonra da kimsesizlerin kimsesi olmaya, ezilenlerin, yok sayılanların yanında durmaya devam edeceğiz. İyilik sancağını yüceltmeyi ve yükseltmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sabredeceğiz, çalışacak, zorluklar karşısında yılmayacak umutsuzluğa asla kapılmayacağız. Allah'a güvenecek ve sa'ye sarılacak, hikmete ram olacağız.”
Notlar
Ömer Faruk Güney'in ilahiler seslendirdiği programda, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi İmamı Ferruh Muştuer tarafından Kur'an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından Fetih Suresi 10. Ayet'in yer aldığı bir tablo takdim edildi.
Programa, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve davetliler katıldı.
Programda, İyilik Ödülü'ne değer görülen isimlerden Dr. Gülhanım Bayrak, ödülünü almak için babasıyla sahneye çıktı ve ödülünü babasına ithaf etti. Vefa Ödülü'ne layık görülen ve bir süre önce vefat eden hattat Hasan Çelebi'nin ödülünü ise oğlu Mustafa Çelebi aldı.
Muhabir: Özcan Yıldırım,Merve Yıldızalp,Duygu Yener