Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği ve hipertansiyonu olan hastalarının uyguladıkları diyeti bayramda da sürdürmeleri gerektiğini söyledi.
Sindirim sisteminin ramazan sonrası sürece kontrollü hazırlanmasını isteyen Kaya, bayramda öğün sayısının artmasının ve fazla yemek yeme istediğinin bazı sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
Bayram sabahı az tuzlu peynir, zeytin, tam tahıllı ekmek ve bol yeşillikle yapılan kahvaltının güne enerjik başlanmasını sağlayacağını anlatan Kaya, “Bayram denildiğinde akla şeker ve tatlılar geliyor. Özellikle baklava ve şerbetli tatlılar fazla tüketildiğinde kan şekerini hızla yükseltebilir. Bunun yerine porsiyon kontrolü yaparak az miktarda tüketmek veya hafif tatlıları tercih etmek daha sağlıklı olacaktır. Bayramda yiyecek miktarı aniden artırılmamalıdır. Öğün araları en az 2, en fazla 4-5 saat olacak şekilde düzenlenmelidir. Gerektiğinde ara öğünlerde taze meyveler ya da az şekerli kompostolar, ayran, kefir gibi içecekler beslenme düzenine eklenebilir.” diye konuştu.
“Günde en az 2-2,5 litre su tüketimi kalp sağlığı için önemlidir”
Kalp ve tansiyon hastalarının bayram süresince bol su tüketmesi gerektiğini belirten Kaya, şöyle devam etti:
“Günde en az 2-2,5 litre su tüketimi kalp sağlığı için önemlidir. Kalp yetmezliği olan hastalarımızın da en fazla 1,5-2 litre su tüketmeleri gerekiyor. Aksi durumda vücudumuzda su birikir ve ödem oluşabilir. Kalp yetmezliği, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı olan bireyler için bazı ek önlemler almak büyük önem taşır. Öncelikle, tuz tüketimini sınırlandırarak tansiyonun dengede kalmasını sağlamak gerekir. Salamura ürünler, turşu ve aşırı tuz içeren atıştırmalıklardan kaçınılmalıdır. Kızartmalar yerine ızgara, haşlama veya fırında pişirilmiş yiyecekler tercih edilmelidir. Bol lif içeren sebze ve tam tahıllı ürünler, sindirimi desteklerken kalp sağlığını da koruyacaktır.”
Diyabet ve hipertansiyon hastalarının meyve tüketiminde porsiyon kontrolüne dikkat etmesi uyarısında bulunan Kaya, düşük glisemik indekse sahip elma, armut, çilek gibi meyvelerin daha sağlıklı alternatifler olduğunu söyledi.
Kaya, kronik rahatsızlığı olanların bayram süresince kullandıkları ilaçları aksatmamalarının hayati önem taşıdığını vurguladı.
“Sebze grubunu her öğünde tüketmemiz gerekiyor”
Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezinde görevli Uzman Diyetisyen Duygu Yeşilırmak ise ramazanda beslenme düzeninin değiştiğini, bu nedenle bayramda yeme ve içmeye çok dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Oruç sonrası şeker ve karbonhidrat tüketimindeki artışın mide ve bağırsak hastalıklarından vücut ağrılarına, tansiyon ve şeker şikayetlerinden kalp rahatsızlıklarına kadar birçok soruna neden olduğunu ifade eden Yeşilırmak, bu nedenle vücuda birden yüklenilmemesi gerektiğini vurguladı.
Ramazan boyunca 2 veya tek öğün beslenmeye alışan metabolizmanın ve sindirim sisteminin yavaşladığını anlatan Yeşilırmak, şunları kaydetti:
“Ramazan sonrasında normal beslenmeye geçiş sürecine dikkat etmeliyiz. Bu süreçte mideye ani yüklenmeyip vücudu yavaşça uyarmak, şekerli gıdalara mesafeli olmak gerekir. Aksi takdirde mide ağrısı, hazımsızlık, kabızlık ve kan şekeri dengesizliği gibi sağlık sorunları yaşayabiliriz. Özellikle diyabet, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalarda normal beslenmeye geçişte daha dikkatli olunmalıdır. Bu tarz problemlerin önüne geçebilmek için öğün saatlerine ve öğün içeriklerine dikkat etmeliyiz.”
Bayramda yemeklerin azar azar, iyice çiğnenerek tüketilmesinin önemli olduğunu belirten Yeşilırmak, şu tavsiyelerde bulundu:
“Öncelikle yavaşlayan metabolizma hızımızı normalleştirmek için öğünleri en az iki veya üç olacak şekilde ayarlamalıyız. Öğünlerde 4 ana grup dediğimiz et, süt, sebze, tahıl bulundurmaya özen göstermeliyiz. Sebze grubunu her öğünde tüketmemiz gerekiyor. Yeterli lif, vitamin ve mineral alımı için sebze tüketimine özellikle dikkat etmeliyiz. Tahıl grubunda ise sağlıklı karbonhidratları bulunan tam buğday ekmeği, tam tahıllı makarna ve bulguru bulundurabiliriz.” diye konuştu.
“Günde en az 10-12 bardak su tüketimini öneriyoruz”
Uzman Diyetisyen Nurcan Uysak da değişen beslenme alışkanlıklarının sindirim problemleri, kabızlık, ishal, şişkinlik, gaz ve mide şikayetleri gibi sorunlara neden olduğuna dikkati çekti.
Bayramın olmazsa olmazları arasında tatlıların yer aldığını dile getiren Uysak, şöyle konuştu:
“Bayram kahvaltısından başlayacak olursak hamur işleri, salam ve sucuk gibi işlenmiş gıdalar yerine peynir, haşlanmış yumurta ve mevsim sebzelerinden oluşan hafif bir kahvaltı tercih edilmeli. Bayram ziyaretlerinde basit şekerler, çok şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tüketilebilir. Küçük porsiyonlarla tatlı kontrolü sağlanabilir. Gazlı, şekerli ve tatlandırıcılı içecekler yerine sade maden suyu ve Türk kahvesi tercih edilmeli. Sindirim problemlerinin önüne geçebilmek için lif alımını artırıp öğünlerimizde sebze ve tam tahılları bulundurmalıyız. Ramazan boyunca sıvı alımımız genellikle yetersiz olduğundan ramazan sonrasında sıvı tüketimine dikkat etmemiz gerekiyor. Günde en az 10-12 bardak su tüketimini öneriyoruz.”
Muhabir: Emre Ilıkan