ANTARKTIKA (AA) – Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Aralık 2022’de alınan kararla buzulların iklim ve hidrolojik döngüdeki hayati rolü ile yerel, ulusal ve küresel ekonomiler için önemine dikkati çekmek amacıyla 21 Mart “Dünya Buzullar Günü”, 2025 yılı ise “Uluslararası Buzulların Korunması Yılı” ilan edildi.
Dünya Meteoroloji Örgütünün (WMO), BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile ortaklaşa başlattığı girişim, milyonlarca insan için uzun vadede su güvenliğini tehlikeye sokacağı için tatlı su kaynaklarını korumayı ve güçlendirmeyi amaçlıyor.
Buzulların dünyanın iklimi ve ekosisteminde önemli rol oynadığı da yadsınamaz bir gerçek olarak kabul ediliyor.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Antarktika’daki buzullar dünyadaki tatlı su kaynaklarının yüzde 70 gibi önemli bir kısmını oluştururken, Dünya Buzullar Günü kapsamında küresel ısınmanın etkileriyle eriyen buzullara ve dünyanın iklim dengesindeki değişikliklere dikkati çekmek hedefleniyor.
9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda tamamlandı.
“Sadece Antarktika buzullarının erimesiyle dünyadaki deniz suyu 70 metre artabilir”
9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy, 21 Mart’ın Dünya Buzullar Günü ilan edildiğini belirterek, “Neden başka bir şey değil de bu sene bir buzul günü ilan edildi? Aslında özellikle sadece Antarktika’da olduğumuzda sağa sola yalpalanan bir gemide bir noktadan diğer noktaya intikal etmeye çalıştığımız seyirde etrafta buz dağları gördük. Bu buzdağları normalde karasal alandan kopan parçalardı.” ifadelerini kullandı.
Özsoy, buz dağlarındaki erimelerin ciddi tehlikeler oluşturduğuna dikkati çekerek, “Su dolu bardağa buz koyduğumuz zaman o suyun taştığını görürüz, aynı şekilde karasal alanda olduğu için buzlar koptuktan sonra denize ve okyanusa intikal ettiğinde deniz suyu seviyesini, okyanus seviyesini artırıcı etkiye sahip.” dedi.
Sadece Antarktika’nın buzullarının tamamının erimesi halinde dünyadaki deniz suyu seviyesinin 70 metre artabileceğini belirten Özsoy, “Son dönemlerde bütün medyada sürekli duymaya başladık. Şu kadar büyüklükte bir buzul koptu, şu kadar büyüklüğünde bir buzul kayboldu diye. Şimdi bu buzullar, deniz suyu seviyesini artırdığı gibi iklim sisteminin de omurgası. Sonuç olarak bu buzulları kaybettiğimiz sürece hem ekosistem hem de iklim sistemi etkileniyor.” diye konuştu.
Özsoy, Antarktika’da yaşanan her çevresel olayın diğer kıtalara yansıdığını ve ekstrem hava koşullarını oluşturmaya başladığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kutuplarda yaşanan sıcaklık farkı ve buzul kayıplarının çok büyük etkilerini görüyoruz. Karbon salımını devam ettirdiğimizde bu sıcaklık tekrar kutup bölgelerinde daha çok buz erimesine sebebiyet veriyor. Yani baktığınızda içine girdiğimiz bir loop var ve biz bu looptan çıkamıyoruz. Birbirini tetikleyen bir sistemle karşı karşıyayız. Bizim buradaki buzullara ihtiyacımız var. Buzulların korunması ve farkındalık oluşturulması, karbon ayak izine dikkat çekilmesi için buzul günü ilan edilmesi çok anlamlı.”
Buzullar uydu sistemleriyle takip ediliyor
Bilim insanları, insansız hava araçları (İHA), uydu tabanlı ölçme yöntemlerini kullanarak, kar ve buzul alanlarındaki erimeleri tespit ederek söz konusu erimelerin takibini yapabiliyor.
Türkiye, Antarktika’ya düzenlemiş olduğu ulusal seferlerde insansız hava araçları ve uydu tabanlı ölçme yöntemleriyle kar ve buzul alanlarındaki erimelerin, küresel konumlandırma sistemi (GNSS) ile atmosferik su buharı, deniz, buz ve kar seviyeleri gibi önemli parametrelerin takibini gerçekleştiriyor.
“Ulusal Kutup Bilim Stratejisi” kapsamında ulusal ve uluslararası boyutta önemli ve öncelikli bilimsel temalardan biri olan “küresel iklim değişikliği” konusunda da çalışmalar yürüten bilim insanları, 2022 ve 2023 yılları arasında yaklaşık 100 metrekarelik kar ve buzul alanlarında ortalama 7 metreküplük azalma olduğuna işaret ediyor. Bu oran, Antarktika’ya oranlanacak olunursa, sadece bu 3 yılda kaybedilen miktar Türkiye büyüklüğünde buz kaybına işaret ediyor.
Sadece 1 yıl içerisinde kar ve buzul alanlarındaki değişimlerin beraberinde ciddi miktarlarda buzul kayıplarının yaşandığını belirleyen Türk bilim insanları, 2023-2024 yıllarında Türk Bilimsel Araştırma Kampı’nın bulunduğu Horseshoe Adası’ndaki Shoesmith buzulunda yaklaşık 30 metrelik buzul kalıplarının denize düşerek kaybolduğunu ve bunun da yaklaşık 10 katlı bir binaya eşdeğer olduğu verilerini paylaştı.
Bilim insanları, buzulların bu hızla erimeye devam etmesiyle atmosfere daha fazla su buharı salınması ve sera gazı konsantrasyonlarının artması sonucu küresel iklim değişiminin hızlanmasının kaçınılmaz olacağına dikkati çekiyor.
Dünyanın en eski, en büyük ve uzun süredir takip edilen buz dağlarından biri olan A23a buz dağı 1986 yılında Antarktika’daki Filchner Buz Sahanlığı’ndan kopmasının, bazı bilim insanları tarafından iklim değişikliğine bağlı sebeplerden olmadığı ifade edilse de buz dağı deniz tabanına yerleşmiş ve daha sonra okyanus akıntı sisteminde eriyerek parçalanmaya, denize karışarak yok olmaya devam ediyor.
Buzullardan kopan parçalar okyanuslarda buzdağları olarak varlığını sürdürüyor
Buzullardan koparak okyanusa karışan buz parçaları, çeşitli buz dağı tipleri olarak okyanuslarda görülüyor.
Buzullar, dinamik ve kırılgan buz kütlelerinden oluşan ve devamlı hareket eden yapılar olmakla birlikte birçok sebebe bağlı koparak parçalanabiliyor.
Son zamanlarda küresel iklim değişikliğinin de etkileriyle okyanusta yüzen buz dağlarının görünürlükleri artmış durumda.
Buz dağları, buzullardan kopmuş, yüzer ya da deniz tabanına oturmuş olarak bilinen ve isimlendirilen şekilleriyle 7 ayrı tipte gözlemlenebiliyor. Denizdeki akıntı yönleri, rüzgar, sıcaklık değerleri gibi farklılıklar ise buz dağlarının eriyen yolculuklarında birçok şekilde, deniz yüzeyinde pek çok alanda bulunabileceğini gösteriyor.
Sivri tepeli, kubbe, aşınmış, havuzlu, eğimli, tabla ve blok buz dağı şeklinde çeşitli görüntülere sahip buz dağları aynı zamanda birçok bilim insanının projelerinde kullandığı Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) gibi kurumlar tarafından izleme programları ile de takip ediliyor.
Öte yandan Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Şebnem Coşkun, Horseshoe Adası’nda bulunan buzul ve kar/buz alanlarında bir yıl arayla çektiği fotoğraflarla alanlardaki erimeleri kayıt altına aldı.
Muhabir: Şebnem Coşkun